AV AYSEL MEMİŞ


HER KULA HELAL MÜSLÜMANA HARAM


Hepimizin gözü kör, kulağı sağır, dili lal mı olmuş?

 
 
Neden bu uyku? Neden bu vurdumduymazlık? Uyanmamız için, toprak altımızdan, gök üstümüzden mi kaymalı? Doğru olsak ok gibi yabana atarlar bizi, eğri olsak yay gibi elde tutarlar bizi misali. Bizler, ne zaman doğrularımıza, dürüst ve samimi insanlarımıza sahip çıkacağız? 
Ecdadımız böyle mi yapıyordu? Haksızlık karşısında zulümler karşısında susmayan, zulme rıza göstermeyen şairimiz; Akif’imiz;
 
Zulmü alkışlayamam, zâlimi aslâ sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem
Biri ecdâdıma saldırdı mı, hattâ boğarım…
-Boğamazsın ki !
-Hiç olmazsa yanımdan koğarım.
Üç buçuk soysuzun ardında zağarlık yapamam;
Hele hak nâmına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir âşıkım istiklâle,
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lâle…
 
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?
Kesilir, belki, fakat çekmeye gelmez boyunum.
Kanayan bir yara gördüm mü yanar tâ ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim.
Adam aldırma da geç git, diyemem, aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım.
Zâlimin hasmıyım amma severim mazlûmu…
İrticâın şu sizin lehçede ma’nâsı bu mu?
 
Yoksa sizler de irticacılardan mı oldunuz diye sormadan da edemeyeceğim.
Daha fazla uzatmandan meşhur bir kıssa ile sizlere veda edeyim, belki biraz düşünürsünüz diye…
 
HER KULA HELAL MÜSLÜMANA HARAM "...
 
Bursa ' da vakti zamanında bir Müslüman çeşme yaptırmış ve başına bir kitabe eklemiş, "her kula helâl, Müslüman haram"... Tabii başkent, Osmanlı karışmış, bu nasıl fitnedir diye... 
Efendime söyleyeyim, gitmişler kadıya şikâyete, yaka paça yakalanmış adam huzura getirilmiş, bu nasıl fitnedir, dini İslam ahalisi Müslüman olan koca devlette, sen kalk hayrattır, sebildir diye çeşme yap, ama suyunu Müslüman yasakla... Olacak iş midir, nedir sebebi, aklını mı yitirdin? Diye çıkışmışlar adama... 
Adam müsaade buyurun sebebi vardır, lakin ispat ister, delil şarttır der... Kadı kızar, ne delili, ne ispatı, sen fitne çıkardın Müslüman ahalinin huzurunu kaçırdın katlin vaciptir der. Ama bir yandan da merak eder, nedir gerekçen diye sorar adam. Bir tek sultana derim diye cevap verince, karışır yine ortalık. Söz sultan a gider, adam saraya yaka paça götürülür... 
 
 
Padişah sinirlenir ama diğer yandan da meraklanır. "de bakalım ne diyeceksen, bu nasıl iştir ki, hem çeşmeyi yaparsın hem de her kula helâl bir tek Müslüman haram yazarsın..." 
- Adam başı önünde delilim vardır, lâkin ispat ister 
- Ya dediğin gibi sağlam değilse delilin 
- O zaman hükme kıldan incedir boynum sultanım 
- Eeee 
- Sultanım her hangi bir havradan (sinagog) bir rastgele haham ı izahsız yaka paça tutuklayın, bir hafta bakın neler olacak, 
Dediği yapılmış adamın, tüm azınlıklar bir olmuş, başlarında Museviler, "ne oluyor, bu ne zulüm, bizim din adamımıza biz kefiliz, ne gerekirse söyleyin yapalım, o masumdur, gerekirse kefalet ödeyelim..." efendim çevre ülkelerden bile elçiler gelmiş, elçiler mektup üstüne mektup getirmiş, 
Bir hafta dolunca sultanım artık bırakmak zamanıdır demiş adam, haham bırakılmış, azınlıklar mutlu, bu sefer sultana teşekkürler, hediyeler, az zaman geçmiş ki adam aynı işi herhangi bir kiliseden bir papaz için yaptırınız sultanım diyor. 
Aynı işlemle, aynı usulle bir papaz derdest edilmiş, yaka paça alınmış pazar ayininden, aynı tepkiler artarak devam etmiş. Haftası dolunca da serbest bırakılmış. Mutluk ve sevinç gösterileri daha bir fazlalaşmış, teşekkürler, şükranlar... Levantenler din adamlarına kavuşmanın mutluluğu ile daha bir sarılmışlar birbirlerine. 
Efendim sultan "bittimi" demiş adama 
- "sultanım son bir iş kaldı, sonra hüküm zamanıdır izninizle" demiş 
- Şimdi nedir isteğin? 
- Efendim başkentimiz Bursa'nın en sevilen, en sözü dinlenilen, itimat edilen âlimini alınız minberinden. Dedikleri gibi olmuş, Ulu camiinin imamını, Cuma hutbesinin ortasında almışlar... Yaka paça götürmüşler... 
Ve ne olmuş bilin bakalım? 
Bir Allah'ın kulu tek bir olumlu kelâm etmemiş, ne oluyor, siz ne yapıyorsunuz hiç olmasa vaazı bitene kadar bekleyeydiniz, dememiş. Peşinden giden olmamış, arayan soran olmamış... 
Geçmiş bir hafta, nerde imam diye gelen giden olmamış... Aptal ve cahil bir imam atanmış yerine, ne konuştuğunu kulağının duymadığı yobaz cinsinden, halk halinden memnun, başlamış bir dedikodu, o geçen hafta derdest edilen koca âlim için; 
-Bizde onu adam, hoca bellemiştik, 
- Kim bilir ne haltlar etti de tutuklandı 
- Vah vah acırım arkasında kıldığım namazlar 
- Sorma sorma... 
Padişah, kadı ve adam izlemişler olanı biteni, padişah; 
- Eee ne olacak şimdi adam?
- Bırakma zamanıdır, bide özür dileyip helallik almak lazımdır hocadan. 
- "Haklısın" demiş padişah, denilenin yapılması için emir buyurmuş ve adama dönmüş, adam başı önünde; 
- ey büyük sultanım, siz irade buyurunuz lütfen, böylesi Müslümanlara SU HELÂL edilir mi? 
Sultan acı acı tebessüm etmiş; 
- "Hava bile haram, hava bile..." demiş...
 
Havasız kalmamak için kalın selametle…