Kerkük, Türk Tarihi’nin derin izlerini taşıyan, Türkmeneli’nin kalbi ve Türk kimliğinin sembollerinden biri.olan bu kadim şehir, yıllardır sistematik bir şekilde Türklüğünden koparılmaya çalışılıyor.Gözler önünde gerçekleşen bu asimilasyon süreci, yalnızca Kerkük’ün değil, tüm Türkmeneli coğrafyasının kimliğine yönelik ağır bir saldırı olduğu açıkça görülüyor. Konu ile Dünya Türkleri Kültür Eğitim Derneği Genel Başkanı Oya Canbazoğlu yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi;
Türk Kimliğini Yok Etme Stratejisi;
Türk ilgili Dünya Peki, bu süreç nasıl işliyor? Hangi yöntemlerle Kerkük’ün Türk kimliği hedef alınıyor? İşte detaylar:
1. Tarihi Belgelerin Yok Edilmesi:
Kerkük’ün Türk kimliğini ispatlayan en somut deliller, tapu ve nüfus kayıtlarında yer alıyordu. Ancak bu belgeler, sistematik saldırılarla yok edildi. Nüfus ve tapu müdürlüklerinin kundaklanması, bu planın ilk adımıydı. Amaç, Kerkük’ün Türklüğü’nü kanıtlayan her türlü tarihi kaydı ortadan kaldırmaktı.
2. Terörle Yıldırma Politikaları:
Türk nüfusu yıldırmak ve göçe zorlamak için terör en etkili silah olarak kullanıldı. Türkler’in yaşadığı bölgelerde fidye talepleri, kaçırma olayları, işkenceler ve katliamlar düzenlendi. İnsanlar can güvenliği endişesiyle yurtlarını terk etmeye zorlandı.
3. Demografik Yapının Değiştirilmesi:
Göç ettirilen Türkler’in yerlerine, başta Kürtler olmak üzere farklı etnik gruplar yerleştirildi. Suriye, İran ve Türkiye’den getirilen Kürtlere vatandaşlık verildi, arsalar dağıtıldı ve memuriyetler sağlandı. Bu süreçle birlikte Kerkük’ün demografik yapısı bilinçli bir şekilde değiştirildi.
4. PKK ve Peşmerge İşgali:
Türk bölgelerine PKK, Peşmerge ve IŞİD teröristleri sokularak, bu alanların işgali hedeflendi. Bu güçlerin bölgede varlık göstermesi, Türkler’in kendilerini güvende hissetmesini daha da zorlaştırdı. Kerkük’ün Türklüğü’ne karşı yürütülen bu planın bir parçası olarak, terör örgütleri adeta birer araç olarak kullanıldı.
5. Sahte Vatandaşlıklar ve Nüfus Sayımı Manipülasyonu:
Türkler’in göç ettirildiği Kerkük’e getirilen Kürtlere verilen sahte vatandaşlıklarla, şehirdeki demografik üstünlük iddia edilir hale geldi. Şimdi ise bu sahte nüfus, yapılacak nüfus sayımı ile Kerkük’ün kimliğini tamamen değiştirmeye hazırlanıyor.
Tarihsel Bir Kimlik Yok Ediliyor
Kerkük’te yaşanan bu süreç, sadece bir kentin değil, bir milletin tarihsel kimliğinin silinmesine yönelik büyük bir planı temsil ediyor. Yüzyıllardır Türk yurdu olan Kerkük, birilerinin gözünde “elde edilmesi gereken bir toprak parçası” haline getirilmiş durumda. Süregelen hükümetlerin ve eşkıya yapılarının Türklüğe yönelik kasıtlı politikaları, Kerkük’ü adım adım bir kimliksizlik batağına sürüklüyor.
Türkmeneli, tarih boyunca medeniyetlerin beşiği olmuş, Türkler’in bu coğrafyada varlıklarını binlerce yıl boyunca sürdürdükleri bir bölgedir. Ancak bugün, bu topraklardan Türk kimliği sistematik olarak silinmeye çalışılıyor. Kerkük’ün Türk nüfusu azaltılırken, yerine Kürt nüfusun yerleştirilmesi, Türkmeneli’nin bağlarını koparmak için atılan en tehlikeli adımlardan biri.
Dünya Suskun, Türklük Direniyor
Kerkük’teki bu dramatik değişim süreci karşısında uluslararası toplumun sessizliği de dikkat çekicidir. Türkmenler’in yaşadığı zulüm, dünyanın vicdanını harekete geçirememiş, Kerkük adeta kaderine terk edilmiştir. Ancak bu mücadele yalnızca Kerkük’ün değil, tüm Türk dünyasının meselesidir. Kerkük’te Türklüğün yok edilmesine izin vermek, tarihimize ve kimliğimize yapılmış büyük bir ihaneti kabullenmek anlamına gelir.
Son Söz
Kerkük, yalnızca bir şehir değildir; Türk tarihinin yaşayan bir anıtıdır. Ancak bu anıt, sistematik saldırılarla yok edilmeye çalışılıyor. Bugün Kerkük için sesimizi yükseltmek, Türkmeneli’nin kaderini savunmak demektir. Kerkük’ün Türk kimliğini korumak, sadece Kerkük’te yaşayanların değil, tüm Türk Dünyası’nın ortak sorumluluğudur.
Unutulmamalıdır ki, tarih unutanları affetmez. Kerkük’e yapılan bu sistematik saldırılar karşısında Türk Milleti bir ve bütün olarak durmalı, Kerkük’ün Türk kimliğini savunmak için var gücüyle mücadele etmelidir. Çünkü Kerkük düşerse, yalnızca bir şehir değil, Türklüğün kadim bir parçası daha kaybedilmiş olacaktır.
(Bayrampaşa ve Haber İstanbul Gazeteleri)